T u a L Kayıtlı Kullanıcı
Cinsiyet : Mesaj Sayısı : 845 Nerden : Germany
| Konu: Sudan Bıkmış Balıklar'a fark katan özellikler - 14 Eylül 2012 Cuma Eyl. 14, 2012 10:05 pm | |
| [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sudan Bıkmış Balıklar'a fark katan özellikler
TV dizisi deyip geçmemek lazım. Çünkü her yaştan ve her kesimden insana hitap ediyor; anlık da olsa ruhsal durumlarını etkiliyor. Dolayısıyla hani kimilerinin yaptığı gibi ‘Yaz eğlenceliği-kış draması’ gibi ayrımlara girmeden ve yazın başlayan kışın sürmez ahkâmlarını kesmeden dizileri yorumlamak en doğrusu.
Öyle konu bütünlüğünü bozmadığı ve oyunculukla ilgili olmadığı sürece ufak tefek hataları büyütmek de yanlış! Misal, saatin Sidney’de kaç olduğuna ya da falan plakalı arabayla gidip, filanla döndüğüne takılıp kalınırsa dizilerin asıl görülmesi gereken bütünündeki söylem kaçırılır. Kolaycı karalama yoluna sapılır.
Bir yapımı değerlendirirken, hoş vakit geçirtmesinin ötesinde içerikteki söylemlerin de değer taşıması gerekli. Star TV’nin ruha dinginlik veren dizisi ‘Sudan Bıkmış Balıklar’, bazı aksaklıkları olsa bile, bu özelliklerin hepsine sahip.
Kavgacılara karşı sakin oyunculuk
Entrikalarında, kıskançlıklarında dahi ölçülü bir ton kullanan ‘Sudan Bıkmış Balıklar’, sakin karakterleriyle diğer yapımlarda alıştığımız çığırtkan çatışmacılığa meydan okuyor adeta. Ancak işi oldukça zor! ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’nin başlamasıyla irtifa kaybedip gün değişimine giden ve salı gecelerinden perşembeye transfer olan ‘Sudan Bıkmış Balıklar’ bu kez üç rakiple baş etmek durumunda kaldı.
Bir yanda, çiçek çiçek dolaşıp feneri erkenden söndürmek istemeyen Reşat’ın Nuran’da yarattığı hayal kırıklığından gelişen ‘Kötü Yol’, bir yanda Gurur’dan kazık yemeye doyamayanların intikam tutkusundaki ‘Suskunlar’ın rekabeti, bir yanda da Memati’nin kanını yerde bırakmamaya yemin eden Polat’ın ‘Kurtlar Vadisi Pusu’su…
Dizi savaşlarının alabildiğine kızıştığı sezonda buğulu bir aşkın sıcaklığını sunan ‘Sudan Bıkmış Balıklar’, ajitasyonsuz, kavgasız gürültüsüz bir dizi keyfi yaşamak isteyenler için ekrandaki mevcutlar içinde yegâne seçenek!
Şarkılar en iyi bu dizide canlanıyor
Dizilerde moda haline gelen baştan sona parçayı dinletme durumu da, en iyi biçimde ‘Sudan Bıkmış Balıklar’da kendini gösteriyor. Bıktırıcı flashback’ler eşliğinde dinleti sunmak yerine, karşılıklı aşk dolu bakışmalarla canlı canlı orkestra performansının keyfini yaşatan yapım, ‘Zeynep sende de ne ses varmış’ diyen Hilmi Baba’nın yerinde güzel bir atmosfer yakalıyor. Tabi bu güzellikte, oyunculukta yüksek lisansını sürdüren Ezgi Eyüboğlu’nun ve Burak Sağyaşar’ın yarattığı uyumlu tablonun payı oldukça büyük. Zeynep ve Selim’in düetleriyle canlandırdıkları yumuşak duygusallık, günün her anında çatışma stresiyle dolan beyinlere ilaç adeta…
Hak savunucusu Selim’den hukuk dersi!
Karakterlerine Hukuk Fakültesi öğrenciliğini uygun gören senaryosuyla ‘Sudan Bıkmış Balıklar’, onların davranışları üstünden de ekran başındakilere küçük uyarılar yollama yolunda...
Kerem’in sinsi kıskançlığına karşın içi dışı bir olan Selim, hukukçuların nasıl olması gerektiğine iyi bir örnek. Öğrencilikten itibaren savunma sanatının bilgeliğine erişmek gerektiğini hocalarına yaptığı söylemle ispatlayan Selim, aile bireylerine dahi tedbirsizce güvenmemek gerektiğini ‘açık imza’ saflığının olumsuz neticelerinde gelişecek süreçte gösterecek. Baştan savma okunan dava dosyalarının, avukatlarca inceden inceye didiklenmesi durumunda suçsuzluğun ispatlanabileceğini Hüseyin’in olayında vurgulayan Selim, boş kâğıda atılan imzaların sonuçlarından nasıl kurtulunacağını da basit bir dille anlatırsa izleyiciye danışmanlık etmiş olur.
Selim’in teyzesi Seval Hanım yoksa annesi mi?
Hisarlardan, Florya Tesislerine uzanan deniz manzaralarıyla terapi niyetine izlediğim ‘Sudan Bıkmış Balıklar’da ilk bölümden bu yana aklımı kurcalayan konu, Selim’in teyzesinin gösterdiği yakınlık.
Kerem’e karşı yeğeni Selim’i koruyan, kocasına söz söyletmeyen, Sydney’e gidecek diye fazlasıyla üzülen Seval Hanım acaba Selim’in annesi olabilir mi? Neden olmasın! Kim bilir belki de, Muharrem’le evlenmeden önce gayrimeşru olarak doğurup kardeşine vermiş sonra da teyze konumuna geçmiştir.
Bu da, bir zamanların ‘Koyu Kırmızı’ dizisi gibi huzurlu bir öyküye sahip olan ve mevcudiyetinin sürmesinden yana temennide bulunduğumuz ‘Sudan Bıkmış Balıklar’la ilgili bizden çıkan bir fikir jimnastiği! Paylaşalım dedik.
Şiddetin, kavganın, üst üste gelen felaketlerin ve kara yüzlü adamların hâkim olduğu ekranların böyle temiz yüzlü ve çocuk saflığındaki sevgi öykülerini aktaran yapımlara azami derecede ihtiyacı olduğu tespitiyle koyalım noktayı.
Anibal Güleroğlu Televizyon Gazetesi/14 Eylül 2012 Cuma/ 09:51:57 | |
|
T u a L Kayıtlı Kullanıcı
Cinsiyet : Mesaj Sayısı : 845 Nerden : Germany
| |